12 Şubat 2024 Pazartesi

 BİR İNTİHAR VAKASI

Köklenmiş şiddetin neden olduğu çaresizlik tüm yaşamını sarmıştı. Ne yaparsa yapsın içinde bulunduğu bu çarpık durumdan çıkamıyordu. Oysa henüz 18’inde bile değildi. Yaşamının baharında henüz güzel duyguları yaşaması gerekirken, o, bunalımlar içinde yüzüyordu. Babasının şiddete düşkün olması çaresizliğinin nedeniydi. Bu çaresizlik sadece kendisinde değil annesinde ve kardeşlerinde de mevcuttu. Sadece fiziksel şiddette değil psikolojik baskıda babasının yöntemlerinden biriydi. Dışarı gitmesi yasaktı; komşuya bile… Arada kaçabilirse bir arkadaşına giderdi ama bu gidişlerin arkasından babasına yakalanır dayağını yerdi ve dışarı çıkma yasağı sıkı şekilde uygulanırdı. Karne günleri sıra dayağı günleriydi ve annede dahil tüm çocuklar dayak yerdi. Karnede zayıf varsa bir suçlusuda anneydi babaya göre.

Akşama kadar evin içinde oyalanacak işler bulmaya çalışırdı. En çokta kardeşleriyle oyalanırdı. Onlara kartondan kız ve erkek modelleri çizer, daha ince kağıttan elbiseler yapar giydirirdi. Bir diğer eğlencesi de kitap okumaktı… Eline geçirdiği kitabı adeta yercesine okurdu. Genelde ikinci el kitapları alırdı. Mahallelerinde eski kitaplar satan bir ikinci el kitapçısı vardı. Böylece hem daha iyi basımları hemde daha uygun fiyatı olan kitapları satın alabiliyordu. Bir keresinde iki veya üç tane aşk romanı almış, gizli sandığına koymuştu. Şeytan bu ya babası sandığa bakmış ve kitapları görmüştü. Onun içinde güzel bir dayak yemişti. Aşk romanı okumakta sorundu babasının gözünde.

Annesiyle babasının arası hep kötüydü. Bugüne doğru düzgün bir iletişim kurduklarını görmemişti. Hiç yoktan babası sudan bahaneyle annesini döver, yatağını ayırırdı… Salında çekyatta yatardı babası. Yemeklerini o verir, istediklerini getirirdi. Kısacası tüm hizmetini kendisine yaptırırdı.

İntihar etme kararını bilinçli almıştı. “Babam beni bir daha döverse intihar edeceğim.” Demişti annesine. Gitmiş eczaneden uyku ilacını almıştı. Zamanı gelince içecekti şişedeki hapların bu hepsini. Her zamanki gibi sabah kalkmışlardı. Kahvaltılarını yapmışlardı ki babaları kalktı. Anneleriyle küs oldukları için babasının kahvaltısını hazırladı. Babası kahvaltıyla çay içmezdi ama o kahvaltının yanına çayda koymuştu dalgınlıkla. Mutfaktaydı, babasına elbezi götürecekti ki babası çağırdı,”gel buraya bakim.” Geldi ve geldiği gibi suratına tokadı yedi. Ne olduğunu anlamamıştı. Babası hınçla söylendi,” ben kahvaltıyla çay içmiyorum bunu bilmiyor musun bu ne?” Diye sordu. Korkuyla karışık üzgün bir sesle,” özür dilerim baba, bi daha olmaz.” Dedi. Bunun üzerine babası,” bi daha olmasın zaten, yoksa daha kötü olur.” Ve babası gitmişti…

Hınçla odaya gitti sakladığı uyku ilacı kutusunu aldı ve salona geldi. “ ben sana demedim mi anne babam bir daha bana vurursa intihar edeceğim diye.” Diyerek şişeyi ağzına götürürken kardeşi kolunu tuttu… Öfkeyle kardeşinin elinden kolunu kurtardı ve şişeyi ağzına boşalttı. Sonrada kitabını alıp balkona çıkıp okumaya başladı. Hiçbirşey hissetmiyordu. Beyni bomboştu. Biraz sonra uykusu geldi ve “ben uyumaya gidiyorum.” Diyerek odasına gitti. Derin bir uykuya dalmıştı ama bir ara hayal meyal birinin, “baban geliyor üstünü giy” dediğini hatırlıyordu. Birde gözlerini hastanede açmıştı. Bu defa başucunda üniformalı birileri vardı. Sorular soruyorlardı, “neden yaptın?”, “seni buna kim zorladı?” Gibi. Hayal meyal hatırlıyordu olanları. Tuvalete gidişini ve ayakta duramayışınıda hatırlıyordu. Bir gece kalmışlardı hastanede ve taburcu olmuştu. Savcılıktan çağırmışlar oraya gitmişlerdi. Savcı, gerekli prosedürleri yaptıktan sonra, “bir daha intihar edersen seni hapse atarım.” Demişti. Eve döndüler ve uyudu. Ertesi sabah uyandığında gözleri görmüyor, vücudu tepki vermiyordu. Kendini çimdiklemeye başladı ama işte hiçbirşey hissetmiyordu. Çok korkmuş ve hemen annesinin yanına koşmuştu. Annesi, apar topar hazırlanırken içeriden babası bağırıyordu, “benim için beş fazla bir eksik farketmez.” Demişti. Doktora gittiler doktor; yaşadıklarının ilacın bir yan etkisi olduğunu söylediğinde rahatlamıştı.

Hayata yeniden tutunmuştu. Ne değişmişti bilmiyordu… Baba aynı babaydı ama kendisi birşeyin farkına varmış olmalıydı ama neydi? Birkaçgün sonra kardeşi neler olduğunu anlattı;”sen ilacı içtikten sonra seni takibe aldım. Odana gidip uyuduktan sonra gelip uyandırmaya çalıştım ama uyanmadın. Hemen koşup amcama haber verdim. Bu arada babam geliyor giyin diye seni korkutunca giyindin. Seni doktora götürdük. Az kalmış ilacın kana karışmasına, on dakika daha gecikseymişiz kurtulamayacakmışsın.” Kardeşi bunları anlattıktan sonra ekledi,” ayrıca babam dediki, neden kendi sorunlarımdan dolayı intihar ettim demiyorda babam dövdüğü için intihar ettim diyor, dedi.” Annesi ve kardeşleri ölmediğine sevinmişlerdi. Gözleri ilacın etkisinden çıkmış görmeye başlamıştı ayrıca artık tenindeki uyuşuklukta geçmiş, şimdi cimcirdiği yerlerde morarmalar vardı.

Yeniden yaşama dönmüştü şimdi ne yapacaktı. Babası, onları dövmekten vazgeçmeyecekti biliyordu ama ailesini yani annesi ve kardeşlerini üzmeye hakkı yoktu. Çaba göstermeliydi ve bu şiddeti engellemenin bir yolunu bulmalıydı ama bir daha intihar etmeyecekti…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  ŞİİR MASAL Derenin ötesinde inci tanem… Gözlerim arar ama bulamaz, Onsuz olduğumda nefesi sarar beni, Onunla olduğumdaysa heyecanı...