Kadın ve şiddet
Bizler çağdaş T.C. de yaşıyoruz… Siyasi sosyal pek çok
hakkımız var. Atatürk bizim yaşamsal haklarımızı elimize almamız için gereken
zemini sağladı. Seçilme hakkı, çalışma hakkı, hukuki haklarımız ve daha pek
çoğu. Peki bu haklarımızdan yeterince yararlanabiliyor muyuz. Tabiî ki hayır
neden çünkü ülkemizde henüz bilinç düzeyi gelişmemiş bir sosyal geleneksel alt
yapı var. dikkat edin sosyal ve geleneksel diyorum. Dini yönden demiyorum çünkü
dinin gerçek anlamda kadına tanıdığı hakları hemen hemen hepimiz biliyoruz ama
bilmeyenler için ufak bir not geçeyim. Dinimizde kadına verilen haklara hiçbir
yaptırımda rastlanmaz. Ana yani kadın her şeyden önce cennet ayakları altında
olan çok değerli bir varlıktır. Peygamberimiz iyilik yapmada önceliği kadına
vermiş ve veda hutbesinde erkeklere hitaben kadınlar size emanettir diye hitap
etmiştir. Kadının varlığı ve insanlığı erkeğinki kadar değerli olduğu ve Allah
katında sadece takva ile üstünlük olduğu belirtilmiş, cinsiyet ayrımı
yapılmamıştır. Bu konuda daha çok şey söylense de burada bırakıyorum.
Günümüzde baktığımızda ise kadına verilen hakların toplumun
çoğu kesimi tarafından bilinmediğini ve inanılmaz bir erkek hegemonyası altında
yaşayan kadınların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu hegemonya maddi manevi
şiddete dönüşmekte ve toplumun her kesiminde görülmektedir. Bu şiddet gösterimi
kültürel seviyedeki farklılıktan ileri gelmez. Yani eğitim düzeyi yüksek
insanlar şiddet uygulamaz diye bir şey yok. Şiddet eğitimlisini-eğitimsizini de
kapsamaktadır.
Kadın, öğretilmiş çaresizlik içinde yaşamına devam
etmektedir çoğu zaman. Çünkü aşırı toplumsal baskı, gelenek ve görenekler
kadının öğrenilmiş çaresizliği içinde tepkisiz kalmasına neden olmuştur gerçekte.
Şiddet gösteren erkekse yapısına göre ya yaptığını marifet olarak görür ben
erkeğim der ve alenen yapar veya toplum yani içinde bulunduğu çevre tarafından
ayıplanacağını bildiği için şiddeti uyguladığı gibi bunu gizler ve şiddet
uyguladığı kişinin üzerinde baskı uygulayarak da gizlemesini ister.
Uygulanan şiddet de çoğu zaman tek boyutlu değildir… Hem
maddi hem de manevi olarak uygulanır: korkutur, başkalarının önünde aşağılar, aile
veya akrabalarla görüşmeyi yasaklar, kadının istemediği yer ve biçimde zorla
cinsel ilişkiye girer, kıskanıyorum adı altında sosyal medya hesaplarını
kontrol eder, mesajlarını okur, telefonunu kurcalar, kadının kendisini terk
etmesi olasılığına karşı kendisini öldürmekle tehdit eder veyahut başkasına
zarar vereceğini söyler, parasına, telefonuna el koyar, çalışmasına engel olur,
sosyal aktivitelerden ve kendini geliştirme olanağından mahrum bırakır, verdiği
paranın her kuruşunu sorar… Ve daha bu yazdıklarımla beraber akıl almaz şiddet
biçimleri uygular; döver, söver, yok sayar.
Bu şiddet uygulayan kişiler normal midir? Tabiî ki
değildirler. Üstelik aldıkları akademik eğitim ve içinde oldukları aydın
toplumda onların şiddetini engelleyemez. Bundan dolayıdır ki her kültür
seviyesinde şiddet uygulayan insan görebileceğimiz gibi; her kültür seviyesinde
şiddet gören kadın veya çocuk vardır.
Şiddetin yok edilmesi için, kadınların ve çocukların
haklarını yaşayabilmeleri için toplumsal düzeyde bir şeyler yapmak farkındalık
olgusuyla bilinçlendirmek gerekir. Şiddeti göreninde şiddeti uygulayanında hem
psikolojik yönden tedavi edilmesi hem de şiddet gösteren için daha ciddi
caydırıcı yasal yaptırımlar uygulanması gerekir. Günümüzde genelde yasalar
yetersiz kalmakta şiddet uygulayanlar iyi halden serbest bırakılarak adeta
şiddetlerini devam ettirmelerini istendiği bir duruma sokulmaktadır. Hem kendi
yaşamlarını felce uğratırlar hem de şiddet uygulanan insanın hayatını çekilmez
hale getirirler. Çünkü şiddet gösteren insanda mutsuz insandır ve şiddeti tek
iletişim yolu olarak görmektedir.
İşin uzmanları
devletle işbirliği yaparak ciddi çalışmalar yapıp ülkeyi saran bu şiddet
hastalığından kurtarmak için çaba göstermeliler. Bu konuda çabalayan kuruluşlar
olsa da ülke genelinden yetersiz kalmaktadır. Umarım zaman içerisinde şiddet ve
buna maruz kalanlar kurtarılır. Şiddetsiz sevgi dolu bir yaşam diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder