AHLAKSAL
DEJENERASYON
Günümüz
Türkiye’sinde gözlemlediğim şeylerden biride ne yazık ki ahlaksal dejenerasyon.
Gerek gençlerin arasında gerek yetişkinlerde artık ahlaki değerlerin fazla
itibar görmediğini fark ettim. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Özellikle TV’deki
güncel bazı programlar buna şahitlik ediyor. Bir örnek vermek gerekirse. Müge
Anlı’nın programına çıkan bir beyefendinin derdi. On dokuz yaşındaki oğlu,
ikinci eşiyle kaçmış. Ve adamcağız onların yanında olan kızı almak için gayret
ediyordu. Onu o ahlaksal bozukluğun içinde bırakmak istemediğini söyleyerek,
geri almak istediğini haykırıyordu.
Bu gidişin
sonu nereye varacak bilemiyorum… bu nasıl bir ahlak ve vicdan anlayışıdır. On
dokuz yaşındaki çocuğu aşk adı altında kandır ve gizlice kaç. Bir de utanma
duyguları yok. Kendilerini; biz birbirimize âşık olduk diye savunuyorlar. Ne
günlere kaldık. Bu dejenerasyon nereden kaynaklanıyor bilemiyorum. Aile içi
terbiye eksikliği mi? Yoksa eğitim sistemindeki yetersizlik mi? Ya da toplumsal
değerlerin medya yoluyla yozlaştırılması mı? Veya hepsi birlikte bir kumpas
kurmuş olabilir topluma.
Ahlak; bir
toplumun en değerli yapı taşıdır. Bundan dolayı yetkililerin en kısa zamanda bu
yozlaşmaya, dejenerasyona bir çare bulmaları gerekli. Öncelikle aile içi
terbiye düzeltilmeli ve bana kalırsa aileyi inceleme altına alarak, fertlerini
yozlaşmadan korumak amaçlı birtakım seminerler veya eğitimler düzenlenmeli.
Daha sonra TV’ler deki ahlakı yozlaştıran diziler, programlar terbiye
edilmelidir. Medya; ailenin tarafına geçmeli ve gayri ahlaki senaryoları
gündeme getirmemelidir. Çünkü gündem ne kadar bu senaryolarla meşgul edilirse o
kadara insanlar bu konuya yönelir. Çocuk, genç veya yetişkin gördüğü dizileri,
programları örnek alarak hareket etmektedir. Belki de insanlara medyayı nasıl
kullanmaları gerektiği dersi de verilmeli.
Bu
söylediklerim birdenbire olacak şeyler değil. Nasıl ki yozlaşma yavaş yavaş
geldi; iyileşme de yavaş yavaş gelir eğer iyileştirme çalışması yapılırsa.
Bizler insanız. Kusursuz değiliz. Tabi ki hata yapacağız ama değerlerimizi
kaybetmek ve onları görmemezlikten gelmek bizi daha kötü durumlara düşürür. Bu
yüzden bir an önce yetkililerin bu konularda çalışmaları başlatması gerekiyor.
Tabi bu
arada din olgusu da var. Bizim dinimiz çok güzel bir din ve ahlakı en güzel
yapılandıran bir olgu. Belki de diyanet işleri başkanlığı da bu iyileştirme
çalışmalarına katılıp dejenerasyonun önüne geçmek için çabalamalıdır. Aslında
bu durum biraz da dinden uzaklaştığımız için olmuş olabilir. Önceden insanlar
dine daha bağlıydı ve ahlak daha düzgündü. Şimdiyse dinden uzaklaştıkça ahlakta
yozlaştı maalesef. Dilerim kısa zamanda bu sorunlara bir çözüm bulunur ve
ahlaki değerlerimize yeniden kavuşuruz. FİRDEVS SUBAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder