6 Mart 2024 Çarşamba

 


 





ÇIĞLIK-EDVARD MUNCH

İnsan psikolojisini en iyi yansıtan resimlerden biridir “Çığlık” … Resmin önünde; cinsiyeti olmayan bir insan figürünün iki eliyle kulaklarını kapatarak çığlık attığı yüze ifadesi görülür. Ama bu çığlık; sesli midir yoksa içten içe atılan bir çığlık mıdır bilinmez. Figür adeta arkasını dünyaya dönmüştür ve arkasında sakin iki insan ve uzakta durgun bir gemi vardır. Niçin çığlık attığı muamma aslında; ya arkasını döndüğü dünyanın dayanılmazlığına çığlık atıyor veya içindeki boğulma duygusundan kaynaklanan bir çığlık arayışı var.

Biz burada, kendi içsel çıkmazlarından kaynaklanan bir çığlığı baz alalım ve bunu değerlendirelim; resim, insanın canhıraş duygularını yansıtıyor adeta. Ve ressam burada kelimeler yerine figürün duygularını anlatması için renklerle bağdaştırmış. Yani renklerin fenomeniyle çığlık arasında bir bağ kurmuş başka bir deyişle. Köprünün kahverengi ve diğer tonajları dünyayı ifade etmektedir. İnsan, dünyayı bir köprü gibi görür ve o yoldan geçerken pek çok duygu yoğunluğu yaşar. Gökyüzündeki kırmızı, turuncu, sarı tonajları; figürün, kızgınlık, öfke ve cinsel sıkıntılar içerisinde olduğunun bir yansımasıdır. Bu renklerin hepsini toparlarsak; figüre çığlık attıran bu duyguların, renklerle temsil edildiğini açık şekilde anlarız. Denize baktığımızda; bünyesinde tüm karamsarlığı ve umutsuzluğu lacivert, siyah, sarı vb renkleri bünyesinde toplayıp bize yansıttığını fark ederiz. Aynı zamanda kaosu anlatan deniz, sarı ve yeşilin tonuyla birazcık ümitte aralar bize. Ve figürün dünyasında sanki sevgi yoktur. Oysa arkadaki iki adam ve gemi; bu kaosun içinde sakin ve dingindir. Buda bazılarımız çıldırırken bazılarımızın sakin ve vurdumduymaz kalabildiği çok yönlü bir dünyayı vurgular bize…

5 Mart 2024 Salı

 SEÇİM GÜNCESİ

Her zaman olduğu gibi yine bir seçim gündemi ve yine fiyasko. Seçim çalışması mı yapıyorlar yoksa güreş arenası mı belli değil. Tüm partiler birbirini ekarte etmek için ha bire kötülüyor, aşağılıyor, yapmadıkları rezillikleri bırakmıyorlar. Birbirini yıpratıcı demeçler, tartışmalar… Dünyada da seçim oluyor ama bizdeki gibi mi acaba?

Ortalıkta sözler uçuşuyor… Her parti kazanırsa yapacaklarını anlatıyor ve boynundan büyük gerçekleşeceği şüpheli vaatler veriyor. Şahsım adına ben verilen sözlerin yerine getirileceğine inanmıyorum.

Bu çatışmalar, beni, siyasetten soğuttu. Oy kullanasım yok. Bilinçsiz oy kullanma cabası; koyun mantığı, yani baş nereyi emrederse kuyruğu oraya oy atıyor. Bilinçsiz seçmen en iyi seçmedir mantığı.

Peki, ben nasıl bir seçim ve seçmen hayal ediyorum? Her parti, çıksın yapabileceklerini bir mantık çerçevesinde sunsun. Diğer partilere çamur sıçratmasın. Hakaret, aşağılama, saygısızlık söylemlerinde bulunulmasın. Nezaket, saygı, hoşgörü ve anlayış ön planda olsun. Boylarından büyük işler için söz vermesinler. Yaptıkları veya yapacakları çalışmaları halka bir lütuf olarak değil görev olarak yapacaklarına söz versinler. Nasıl seçmen istediğime gelince? Lisede ve üniversitede siyaset dersi verilsin. Halka siyasetle ilgili seminerler düzenlensin. Yani siyaseti adam etsinler.

Buradan ilgililere sesleniyorum; vatanımızı seviyorsanız, yakmayın, yıkmayın doğru ve kaliteli siyaset yapın. Ve halkı siyaset hakkında bilgilendirin. Daha aydınlık bir Türkiye için; hep birlikte el ele…

  ŞİİR MASAL Derenin ötesinde inci tanem… Gözlerim arar ama bulamaz, Onsuz olduğumda nefesi sarar beni, Onunla olduğumdaysa heyecanı...