ÇIĞLIK-EDVARD MUNCH
İnsan
psikolojisini en iyi yansıtan resimlerden biridir “Çığlık” … Resmin önünde;
cinsiyeti olmayan bir insan figürünün iki eliyle kulaklarını kapatarak çığlık
attığı yüze ifadesi görülür. Ama bu çığlık; sesli midir yoksa içten içe atılan
bir çığlık mıdır bilinmez. Figür adeta arkasını dünyaya dönmüştür ve arkasında
sakin iki insan ve uzakta durgun bir gemi vardır. Niçin çığlık attığı muamma
aslında; ya arkasını döndüğü dünyanın dayanılmazlığına çığlık atıyor veya
içindeki boğulma duygusundan kaynaklanan bir çığlık arayışı var.
Biz burada,
kendi içsel çıkmazlarından kaynaklanan bir çığlığı baz alalım ve bunu
değerlendirelim; resim, insanın canhıraş duygularını yansıtıyor adeta. Ve
ressam burada kelimeler yerine figürün duygularını anlatması için renklerle
bağdaştırmış. Yani renklerin fenomeniyle çığlık arasında bir bağ kurmuş başka
bir deyişle. Köprünün kahverengi ve diğer tonajları dünyayı ifade etmektedir.
İnsan, dünyayı bir köprü gibi görür ve o yoldan geçerken pek çok duygu
yoğunluğu yaşar. Gökyüzündeki kırmızı, turuncu, sarı tonajları; figürün,
kızgınlık, öfke ve cinsel sıkıntılar içerisinde olduğunun bir yansımasıdır. Bu
renklerin hepsini toparlarsak; figüre çığlık attıran bu duyguların, renklerle
temsil edildiğini açık şekilde anlarız. Denize baktığımızda; bünyesinde tüm karamsarlığı
ve umutsuzluğu lacivert, siyah, sarı vb renkleri bünyesinde toplayıp bize
yansıttığını fark ederiz. Aynı zamanda kaosu anlatan deniz, sarı ve yeşilin
tonuyla birazcık ümitte aralar bize. Ve figürün dünyasında sanki sevgi yoktur.
Oysa arkadaki iki adam ve gemi; bu kaosun içinde sakin ve dingindir. Buda
bazılarımız çıldırırken bazılarımızın sakin ve vurdumduymaz kalabildiği çok
yönlü bir dünyayı vurgular bize…